İman Nedir ? (İMAM EBU HANİFE)

İman Nedir ? (İMAM EBU HANİFE)

Allah İsrailoğullarının denizi geçmelerine hükmedip Firavunun boğulmasını takdir etti mi?

İMAN BABI (bölümü)

Ebu Muti: İmanın ne olduğunu bana açıklayın...

Ebu Hanife:
- İbn-i Ömere dinden soruldu da O: İmana sarıl ve onu öğren buyurdu. İman nedir? dendi. O: soranın elinden tuttu ve yaşlı bir zata götürdü ve şöyle dedi: Bana imanın ne olduğunu soruyor diyerek, bana bu zatın Bedir savaşına katılanlardan olduğunu söyledi. İbn-i Ömer şöyle devam etti: Ben peygamberin yanındaydım, bu zatta beraberdi. Birden karşımıza güzel saçlı, sarıklı ve çölde yaşadığını sandığımız bir adam geldi. İnsanların arasından geçerek Peygamberin önünde durdu "Ey Allahın Rasulü iman nedir?" diye sordu.

Peygamber de:
"
- İman Allahtan başka ilah olmadığına, Muhammed'in Allahın kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmen, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır (iyilik) ve şerrin (kötülük) Allahtan olduğuna imandır. " ,buyurdu. O zat:

-Doğru söyledin,dedi.

Biz, çöl insanlarının cahil olmaları dolayısı ile Peygamberi tasdik etmesine hayret ettik.Bu zat daha sonra:

-Ey Rasul (elçi-peygamber) İslamın alametleri nedir? dedi. Peygamber:

"
- Namaz kılmak,zekat vermek,oruç tutmak,hacca gitmek ve cünüplükten dolayı gusletmektir." dedi.O zat:

Doğru söyledin,dedi.

Biz sanki o biliyormuşcasına Peygamberi tasdik etmesine şaşırdık. O zat sonra:

-İhsan nedir? diye sordu, Peygamber de:

"
- İhsan Allah'ı görürcesine ibadet etmendir. Sen O'nu görmesende O seni görür, buyurdu." ..O zat Kıyametin ne zaman kopacağını sordu. Peygamber de:

"
- Bu hususta sorulan sorandan daha bilgili değildir. " buyurdu. O zat ayağa kalktı insanların ortasına geldiğinde onu daha sonra göremedik. Hz.Peygamber:

"
- Bu gelen Cebrail idi, size dinden bilmeniz gerekenleri öğretmek için geldi. "
(Buhari, Muslim, İmam Ahmed)


Ebu Muti: Buna kesin olarak inanan ve ikrar eden (söyleyen) mümin midir?

Ebu Hanife:
- Evet,bunu ikrar edince islamın tümünü ikrar etmiş olur, mümindir...

Ebu Muti: Eğer yaratılmışlardan bir şeyi inkar etse "bilmem ki bunun yaratıcısı kim?" dese ne olur?

Ebu Hanife:
- O kimse "Allah herşeyin halıkı(yaratıcısı)dır" (En'am/103) ayetinden dolayı kafir olmuştur. Sanki o kimse, o şeyin Allahtan başka yaratıcısı vardır demiştir. Keza Allah'ın bana namaz, oruç ve zekatı farz kıldığını bilmiyorum dese yine kafir olur. Çünkü Allah "Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin"(Bakara/43) ve "Sizin üzerinize oruç farz kılındı"(Bakara/178) buyurmuştur. Eğer o kişi ben bu ayete inanıyorum fakat tefsirini bilmiyorum derse kafir olmaz. Çünkü o kimse ayetin Allah tarafından indirildiğine inanmış ama tefsirinde yanılmıştır.

Ebu Muti: Şirk diyarında (Allah'a ortak koşanların yaşadığı yer) bulunan İslamı mücmel (genel) olarak kabul eden, farzları ve amelleri bilmeyen, kitabı ve islamın icaplarını ikrar etmediği halde, Allahı ve imanı kabul eden, fakat imanın icaplarını ikrar etmeyerek ölen kişi mümin midir?

Ebu Hanife:
- Evet...

Ebu Muti: İmanı, kabulden başka bir şey bilmez, amel etmez ve ölürse(?)

Ebu Hanife:
- O mümindir...

Ebu Muti: Bana imanın ne olduğunu açıklayın

Ebu Hanife:
- İman Allahtan başka ilah olmadığına, O'nun bir olup şeriki (ortağı) bulunmadığına, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, cennetine, kıyamete hayır ve şerre, hiç bir kimseye kendi amelini yaratma gücünün verilmediğine, insanların kendisi için yaratıldıkları, sonuca ve ilahi takdirin cereyan ettiği şeye intikal edeceklerine şahitlik etmendir.

Ebu Muti: Eğer bunun hepsini kabul eder fakat "
Dileyen iman etsin dileyen kafir olsun." ayetinden dolayı dilemek bana aittir, istersem iman ederim, istersem iman etmem derse ne olur?

Ebu Hanife:
- O iddiasında yalancıdır. Allahın "Gerçekten Kuran bir öğüttür. Kim dilerse öğüt alır. Ancak Allahın diledikleri öğütlenir" (Müddessir/54-56) "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz" (İnsan/30) ayetlerini görmüyor musun? "Dileyen iman etsin,dileyen kafir olsun" ayeti tehdid içindir. O kişi bu sözü ile ayeti reddetmediğinden kafir olmamıştır. Ayetin tenzilini (indirilmiş halini) reddetmemiş ama tevilinde(yorumunda) yanılmıştır.

Ebu Muti: Bir kimse bana isabet eden musibetle Allah mubtela mı kılmıştır, yoksa onu ben mi kazanmışımdır? O musibet Allahın beni mubtela kıldığı şeylerden değildir, derse kafir olur mu?

Ebu Hanife:
- Hayır...

Ebu Muti: Niçin?

Ebu Hanife:
- Çünkü Allah "Sana isabet eden iyilik eden Allahtandır, sana isabet eden kötülük de nefsindendir"(Nisa/79) buyurur. Yani kötülük, günahın sebebiyledir, ben de onu sana günahın sebebiyle takdir ettim buyurmaktadır. Keza Allah şöyle buyurur "Size isabet eden her musibet, ellerinizle işlediklerinizden dolayıdır"(Şura/30) "O dilediğini dalalette (sapıklıkta)   bırakır,dilediğini de hidayet eder (doğru yola yöneltir) "(Nahl/93) buyurur. O kimse de tevilde hata etmiştir "Allah insan ile kalbi arasına girer" ayetinin manası; müminle küfür arasına, kafirle iman arasına girer demektir. Şüphesiz ki kulun kendisiyle kötülüğü işlediği güç(istitaat), bizatihi kulun iyiliği işlemesi için de müsaittir. Kul Allahın kendisinde meydana getirdiği, kötülükte değil, iyilikte kullanılmasını emrettiği istitaatı sarf (gücü harcaması) ve tevcihinden (yönlendirmesinden) dolayı ceza görecektir.

Ebu Muti: Eğer Allah kullarını günah işlemeye zorluyor, daha sonra onları günahtan dolayı cezalandırıyor denirse ne cevap verelim?

Ebu Hanife:
- Ona "Kul kendisi için fayda veya zarar vermeye muktedir olabilir mi?" diye sor.  Eğer "Hayır, çünkü onlar itaat ve masiyyet (isyan-günah) dışında kendileri için fayda ve zarar konusunda mecburdurlar" derse, Ona "Allah şerri yarattı mı?" diye sor "evet" derse iddiasından kendi vazgeçmiş olur. "Hayır" derse de ki "Yarattığı şeylerin şerlerinden sabahın rabbine sığınırım" ayetinden dolayı kafir olur. Çünkü bu ayet, Allahın şerri yarattığını haber vermektedir.

Ebu Muti: Eğer,"Siz, Allah küfrü ve imanı diledi demiyor musunuz? der ve biz "evet" dersek, o yine Allah "O, takvaya layık olan, mağfirete ehil olandır" buyurmuyor mu? diye sorar, biz de "evet" dersek, O da "Allah küfre layık mıdır?"derse, biz o şahsa ne cevap veririz?

Ebu Hanife:
- O taatı dileyene ehildir, masiyeti dileyene değil...deriz. Eğer "Allah,kendisine karşı yalan söylenmemesini diledi" derse  ona şöyle söyle "Allah'a iftira etmek Kelam ve söz müdür, yoksa değil midir? "evet derse: Adem'e isimlerin hepsini öğreten kimdir? diye sor. Allah'tır derse şöyle de: Küfür kelam nevinden midir, değil midir? Evet derse şöyle sor: "Kafiri konuşturan kim?" Eğer Allah derse kendi fikrine muhalif olur. Çünkü şirk, kelam nevindendir. Eğer Allah dileseydi, onlara şirk sözünü konuşturmazdı.

Ebu Muti: Eğer "kişi isterse yapar, isterse yapmaz; isterse yer istemezse yemez, isterse içer, isterse içmez" derse(?)

Ebu Hanife:
- Allah İsrailoğullarının denizi geçmelerine hükmedip Firavunun boğulmasını takdir etti mi? diye sor, evet derse: Firavunun Musa'yı ele geçirmek için gitmemesi, kendisinin ve arkadaşlarının boğulmaması vaki olur muydu? diye sor... Eğer, evet  derse kafir olur. Hayır derse önceki sözünü yalanlamış olur...

 
 

Fıkh-ul Ekber Şerhi